
Bilimsel Sancılar
3 Haziran 2013 Pazartesi
Taksim Gezi Parkı Olayının Bilim Dünyasına Etkisi

30 Mayıs 2013 Perşembe
Düzenli Seks Hayatı
Bazı cinsel sorunlar vardır, ve bunların düzelme tarihi daima evlendikten sonraya tekabül eder. Örneğin erken ya da geç boşalma sorunu yaşayan erkek/ bayanlar, ya da menstürasyon dönemleri düzensiz olan bayanlar için söylenen söz daima, evlendikten sonra düzelir, şeklinde olmuştur. Peki neden? Evlenince ne oluyor? Bu cinsel sorunlar nasıl oluyor da ortadan kalkıyor?
İşte bu soruların cevabı da, makalemizin başlığında gizlidir: Düzenli Seks Hayatı. Evlendikten sonra bireyler daha düzenli bir seks hayatı oluşuyor ve bu da kişinin yaşadığı cinsel sorunları ortadan kaldırıyor. Bekar insanlar ya çok düzensiz yani kiminle yatıp kalktığı belli olmayan bir seks hayatı yaşar, ya da seks hayatını ekran başında geçirir. Ancak evlendikten sonra tek bir kişiyle ve düzenli aralıklarla düzenli sürelerle yapılan seks sonrası bu sorunlar ortadan kalkmaktadır.
İşte bu soruların cevabı da, makalemizin başlığında gizlidir: Düzenli Seks Hayatı. Evlendikten sonra bireyler daha düzenli bir seks hayatı oluşuyor ve bu da kişinin yaşadığı cinsel sorunları ortadan kaldırıyor. Bekar insanlar ya çok düzensiz yani kiminle yatıp kalktığı belli olmayan bir seks hayatı yaşar, ya da seks hayatını ekran başında geçirir. Ancak evlendikten sonra tek bir kişiyle ve düzenli aralıklarla düzenli sürelerle yapılan seks sonrası bu sorunlar ortadan kalkmaktadır.
27 Mayıs 2013 Pazartesi
Doktorlar Nasıl Zengin Olur?
Doktorlar zengindir, peki neden? Yüksek maaş alırlar. Tamam da, yaşadıkları imkanlara, altlarındaki arabalara bakarsanız onlar maaşla alınacak şeyler değil. Demek ki doktorlar bir yerden daha bir şeyler kazanıyor, peki nereden, hemen bakalım.
Doktorlar, ilaç firmalarıyla anlaşmalar yaparlar, ve yazdıkları her ilaç için prim alırlar. İşte bu yüzden her doktora gidişinizde en az 2-3 farklı ilaç yazılır. Bunlar genelde aynı firma tarafından üretilen ilaçlardır ve doktorlar bunlardan para kazanır. Haydi bu biraz masumane sayılabilir, neticede farklı ilaç da verse aynı etkiyi yapacaktır, ancak etik açıdan tartışmaya açıktır.
Perdenin arkasında ise, ekranlarda gördüğümüz doktorlar var. Haberlerde, tartışma programlarında ya da reklamlarda. Bir doktor haber programına bir kış günü çıkıp da, domates çok faydalıdır, mutlaka her mevsim yiyin derse, domates satışları artacak ve doktor da bundan para kazanacaktır, öte yandan insanlar ise organik olmayan bu domatesler yüzünden hasta olup doktora giderek çemberi devam ettireceklerdir. Diş macunu reklamlarına çıkan doktorlardan söz etmeye gerek bile duymuyorum. Bu kadardı.
Doktorlar, ilaç firmalarıyla anlaşmalar yaparlar, ve yazdıkları her ilaç için prim alırlar. İşte bu yüzden her doktora gidişinizde en az 2-3 farklı ilaç yazılır. Bunlar genelde aynı firma tarafından üretilen ilaçlardır ve doktorlar bunlardan para kazanır. Haydi bu biraz masumane sayılabilir, neticede farklı ilaç da verse aynı etkiyi yapacaktır, ancak etik açıdan tartışmaya açıktır.
Perdenin arkasında ise, ekranlarda gördüğümüz doktorlar var. Haberlerde, tartışma programlarında ya da reklamlarda. Bir doktor haber programına bir kış günü çıkıp da, domates çok faydalıdır, mutlaka her mevsim yiyin derse, domates satışları artacak ve doktor da bundan para kazanacaktır, öte yandan insanlar ise organik olmayan bu domatesler yüzünden hasta olup doktora giderek çemberi devam ettireceklerdir. Diş macunu reklamlarına çıkan doktorlardan söz etmeye gerek bile duymuyorum. Bu kadardı.
21 Mayıs 2013 Salı
Kağıt Güneş Enerjisi Paneli!
Dünya bilim tarihine adını altın harflerle yazdıracak bir buluş daha ortaya çıktı! Bildiğiniz gibi güneş panelleri güneş enerjisi elde etmek için uzun zamandır başarıyla kullanılıyordu, ancak bu sistem maliyeti sebebiyle çok fazla tercih edilmiyordu. Rocketnews24 sitesinden duyurulan habere göre Avustralyalı bilim insanları tarafından A3 kağıdından güneş enerjisi paneli üretildi! Kağıdın geliştirilmesindeki fikir ise, dahi ötesi! Özel kodlarla bilgisayarda hazırlanan A3 kağıdı büyüklüğündeki kağıt, yazıcıdan çıkarılıyor! Yazılan kodlar sayesinde, yazıcıdan çıkarken kağıdın maruz kaldığı ışınlar, bu kağıdı bir güneş enerjisi paneline çeviriyor! Ayrıca kağıt güneş panellerinin ise tanesinin 500 Watt'a kadar enerji sağlayabilmesi ise, bu kağıtların çok yakında gökdelenlerde yardımcı olarak kullanılabileceğini gösteriyor!
16 Mayıs 2013 Perşembe
DSM 5 Kullanmak için izin gerekecek!
DSM tanı el kitabı, 1950'li yıllardan beri değişerek ve gelişerek psikoloji ve psikiyatri alanlarında tanı koymak için geliştirilmiş bir el kitabıdır. DSM bir bilimsel kaynak değil, yalnızca bir araç olarak kullanan yardımcı bir kaynaktır. Şimdiye kadar geliştirilen tüm DSM kitaplarını kullanmak serbest olup, alıntı yapıldığında ise zaten bilimsel literatür gereği kaynak olarak gösteriliyordu. Ancak DSM 5 hazırlandı ve piyasaya sürülmeden önce bir şart koşuldu. DSM 5'ten yararlanmak ve alıntı yapmak artık Dünya Sağlık Örgütü (WHO) iznine bağlandı. Yani ben bir makale yazsam ve DSM V kelimesini geçirmek istesem WHO'dan izin almak zorundayım. Bunun kadar anlamsız bir olay daha olamaz. Olmamalı. Bu kuralı ya da kanunu, adı her neyse, koyanlar bilmelidirler ki, bu tip kısıtlamalar geldikçe, alıntı yerine yapılan çalıntı sayıları da buna paralel olarak artacaktır. Alanda çalışan uzmanlar zaten etik gereği referans olarak DSM'yi veriyorlar, ve böyle bir izinle kimse uğraşmaz, uğraşamaz.
Bilimsellik adına kötü bir darbe olacak gibi.
Bilimsellik adına kötü bir darbe olacak gibi.
Etiketler:
bilimsel sancılar,
dsm 5 ne zaman çıkacak,
dsm 5 türkçe,
dsm 5 yayınlandı mı,
dsm referans izni,
dsm v tr,
dsm yazılı izin,
dünya sağlık örgütü,
tanı el kitabı,
who,
who uygulamaları
10 Mayıs 2013 Cuma
Psikiyatri Doktoru Acilde!
Evet acil servislerde psikiyatri uzmanları da görev yapıyor! Ancak bunu bir skandal olarak paylaşmıyorum. Hayatımızı kimi zaman da ruh sağlığımızı emanet ettiğimiz doktorların bilgi ve tecrübesini ön plana çıkarıyorum. İnsanlar acil serviste psikiyatri doktorunu görünce şaşırıyor, ve bu mu beni tedavi edecek tarzı düşüncelere giriyorlar. Ancak bunun yanlış olduğu bilinmelidir. Unutmayınız ki psikiyatri uzmanları da 6 sene normal tıp eğitimi aldıktan sonra psikiyatri alanına yönelirler. Yani acil servisteki bir genel cerrah ne kadar tıbbi bilgiye sahipse, psikiyatri uzmanı da aynı bilgiye sahiptir. O yüzden telaş yapmayınız, sağlığınız emin ellerde. Hepsini geçin, sizleri sizden daha çok düşünen Sağlık Bakanlığı o doktora acilde görev yapma yetkisi verdiyse, bir bildiği vardır.
3 Mayıs 2013 Cuma
Psikiyatr - Psikolog Savaşı!
Değerli takipçilerimiz, sizler için bu hafta da yine psikoloji alanından bir konu seçtik. Bilim dünyası içerisine yıllardır süre gelen bir "savaş" hali söz konusu. Psikiyatrlar ve psikologlar arasında.
Psikiyatrlar, psikologların yeterli eğitimi almadıklarını ve bu sebeple bağımsız çalışamayacaklarını ileri sürerler. Aslında öyle demezler, ancak bu savaşın devamını isteyen psikologlar öyle yorumlarlar. Psikiyatrların asıl derdi, psikologların yaptıkları faaliyetlerin bir psikiyatr tarafından denetlenmesi. Yani kastedilen şudur. Psikolog 4 yıllık saçma bir eğitim almıştır, hakikaten saçmadır. Her türlü vak'a ve sorun öğretilir, ancak ne yapılacağı konusunda bir şey söylenmez. Oysa ki Psikiyatr demek en az 6 sene tıp öğrenimi görmüş, insanı her şeyiyle iyi tanıyan, davranışın nörolojik ve biyolojik kökenlerini bilen, bir de üzerine 4 sene psikiyatri uzmanlığı almış kişi demektir. E şimdi bu tabloya baktığınızda istenilen talep haksız mıdır?
Bir psikolog olarak, psikiyatrların bizleri denetlemesinden gayet memnunum, çünkü onlar kesinlikle bizden daha uzmanlar. Ayrıca alanda yapılan pek çok tanı ve tedavi psikologlar değil, psikiyatrlar tarafından geliştirilmiştir. Söz gelimi, Down Sendromunun kromozomal bir anomaliden kaynaklandığını psikologlar nasıl keşfetmiş olabilir? Ya da Rett sendromunda beynin 2 yaşından sonra gerilemeye başladığını? Bütün bunlar uzman psikiyatrlar tarafından keşfedilip alana kazandırılmıştır. Adamlar bu kadar saygıyı hak ediyor!
Psikiyatrlar, psikologların yeterli eğitimi almadıklarını ve bu sebeple bağımsız çalışamayacaklarını ileri sürerler. Aslında öyle demezler, ancak bu savaşın devamını isteyen psikologlar öyle yorumlarlar. Psikiyatrların asıl derdi, psikologların yaptıkları faaliyetlerin bir psikiyatr tarafından denetlenmesi. Yani kastedilen şudur. Psikolog 4 yıllık saçma bir eğitim almıştır, hakikaten saçmadır. Her türlü vak'a ve sorun öğretilir, ancak ne yapılacağı konusunda bir şey söylenmez. Oysa ki Psikiyatr demek en az 6 sene tıp öğrenimi görmüş, insanı her şeyiyle iyi tanıyan, davranışın nörolojik ve biyolojik kökenlerini bilen, bir de üzerine 4 sene psikiyatri uzmanlığı almış kişi demektir. E şimdi bu tabloya baktığınızda istenilen talep haksız mıdır?
Bir psikolog olarak, psikiyatrların bizleri denetlemesinden gayet memnunum, çünkü onlar kesinlikle bizden daha uzmanlar. Ayrıca alanda yapılan pek çok tanı ve tedavi psikologlar değil, psikiyatrlar tarafından geliştirilmiştir. Söz gelimi, Down Sendromunun kromozomal bir anomaliden kaynaklandığını psikologlar nasıl keşfetmiş olabilir? Ya da Rett sendromunda beynin 2 yaşından sonra gerilemeye başladığını? Bütün bunlar uzman psikiyatrlar tarafından keşfedilip alana kazandırılmıştır. Adamlar bu kadar saygıyı hak ediyor!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)